Drone ya da uzun adıyla insansız hava aracı (İHA), ilk olarak 1916 yılında geliştirilmiş ve zamanla artan sayısı ile savunma sanayinde kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca yangın söndürme, tarımsal ilaçlama, kargo ve lojistik destek, keşif ve gözetleme, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde de İHA’lardan faydalanılmıştır. İHA’ların uzaktan kumanda edilen ve kendiliğinden bir uçuş planı üzerinden otomatik hareket eden olmak üzere iki tipi bulunmaktadır. Özellikle ABD ve İsrail İHA teknolojisinin gelişiminde öncü olarak farklı alanlarda da İHA’ların kullanılmasının önünü açmış ve bu da ticari ve bireysel hobi amaçlı kullanımı artırmıştır.
Ebatsal olarak da birçok çeşidi bulunan İHA’ların küçüklerine Türkiye’de ilgi yoğun olmuş ve dünyada en çok İHA ithal eden ülkeler arasında 6. Sırada yer almıştır. Bu yoğun kullanım sonucu ortaya çıkan birçok sorun İHA’ları hukuki bir zemine oturtma zarureti doğurmuştur. Türkiye’de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ilk olarak 30.10.2013 tarihli İnsansız Hava Aracı Sistemlerinin Ayrılmış Hava Sahalarındaki Operasyonlarının Usul ve Esaslarına İlişkin Talimatı’yla bir düzenleme yapmış olsa da bu düzenleme hobi amaçlı kullanılan İHA’ları kapsam dışında tutmuştur. Bu nedenle küçük İHA’larla ilgili ortaya çıkan sorunlar hukukun genel ilkeleri kapsamında ele alınmıştır. Uygulamada en çok ortaya çıkan örnekler ise askeri ve stratejik hassas bölgeler üzerinden uçmaları halinde düşürülüp, el konulup, sahibine ceza soruşturması başlatılması; özel mülkiyet üzerinde uçurulması durumunda özel hayatın gizliliğini ihlal etmesi, kalabalık bölgelerde kişilerin güvenliğini tehlikeye attığı zaman cezai soruşturma ve hukuki tazminatın gündeme gelmesidir. Ancak kullanım oranı ve sayısı arttıkça bu düzenleme de yetersiz kalmış ve 22.02.2016 tarihinde İnsansız Hava Aracı Sistemleri Talimatı (İHAST) yürürlüğe girerek bir önceki talimatı yürürlükten kaldırmıştır. Bu talimattaki düzenlemelerin kapsamına nelerin girdiğini belirlememiz için öncelikle bir hukuki nitelik belirlemesi yapmamız gerekmektedir.
Türk Sivil Havacılık Kanunu’na (TSHK) [1] göre bir aracın hava aracı olabilmesi için “havalanabilme” ve “havada seyredebilme” özelliklerine sahip olması gerekmektedir. Buradan hareketle insansız hava aracının ana unsurları şu şekilde sıralanabilir:
• Havalanabilme
• Havada kontrollü seyredebilme
• İnsansız olma
• Sivil nitelikte olma
• Uzaktan veya otonom operasyon ile insansız hava aracı pilotu tarafından kontrol edilebilmedir.
Bunlara ek olarak İHAST, talimat kapsamına giren insansız hava araçlarında ek özellikler arayarak kapsamı daha da daraltmıştır. Bunlar:
• Türk Hava Sahası’nda uçma: TSHK m.3/1-a gereği, “Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliği altındaki ülke ile Türk karasuları üzerindeki” hava sahasıdır.
• Devlet insansız hava araçları kapsamına girmeme: Sadece devlet tarafından yerine getirilmesi mümkün olan kamu hizmetleri ve faaliyetlerine tahsis edilmiş insansız hava araçları, devlet insansız hava aracı olarak doktrinde tanımlanmaktadır.[2] İHAST ise devlet insansız hava aracını “devletin askerlik, güvenlik, istihbarat, gümrük ve orman yangınları ile mücadele hizmetlerinde kullandığı hava araçları olarak ifade etmektedir.
• Yalnızca kapalı alanlarda kullanılan insansız hava aracı ve sistemlerinden olmama: Türk Sivil Havacılık Kanunu’nda kapalı mekân tanımı yapılmamıştır, doktrinde bina, konut, ev, işyeri ve benzeri etrafı duvarlarla örülü ve gökyüzü ile doğrudan teması olmayan yapılar kapalı mekân kapsamında kabul edilmektedir.[3]
• Yere veya herhangi bir platforma bağlı olan insansız balon ve benzeri sistemlerden olmama: Bir insansız hava aracı, eğer yere veya yerle bağlantılı herhangi bir sabit platforma bağlıysa talimat kapsamında yer almayacaktır.
• Azami kalkış ağırlığı 500 gr’dan daha az insansız hava aracı olmamalıdır.
Bütün bu şartları taşıyan insansız hava araçlarının İHAST gereği kayıt zorunluluğu bulunmaktadır. Bu kayıtlar Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından elektronik ortamda gerçekleşmektedir. Talimatın yayımlanmasından önce faaliyette bulunan insansız hava araçlarının da en geç 01.05.2016 tarihine kadar sisteme kaydı zorunlu tutulmuştur. Yeni alınan, yurtdışından bireysel olarak getirilen veya ithalatçı firmalardan satın alınan insansız hava araçlarının da en geç 7 gün içerisinde kayıt edilmesi gerekmektedir aksi halde söz konusu kayıtsız insansız hava araçları uçuş yapamazlar. Kayıt için detaylı bilgilere sistematik bir şekilde SHGM’nün http://iha.shgm.gov.tr/tr/22-kayit-rehberi/ sitesinden ulaşılabilir.
İHAST’e göre tüm insansız hava araçları işleticileri/sahipleri üçüncü şahıslara verecekleri zararlardan sorumlu olurlar ve fakat sigorta ettirme şartı sadece 25 kg üstü insansız hava araçları için ve ağırlığı önemli olmaksızın ticari faaliyet gösteren insansız hava araçları için bulunmaktadır. Yukarıda bahsedilen insansız hava araçlarının özel hayatın gizliliğine ve mahremiyete aykırılık teşkil edebileceği düşüncesiyle İHAST da insansız hava aracı sahiplerinin bunlara özen göstermesi gerektiğini vurgulayarak aksi halde Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerinin uygulanacağını belirtir.
İHAST’de belirtilen ek şartları taşımadığı için talimat kapsamına girmeyen insansız hava araçları için ise Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun genel hükümleri uygulanır.
----------------------------------------------------------------------------------------------------
[1] 2920 Sayılı Kanun, Resmi Gazete Tarihi: 19.10.1983, Sayı: 18196
[2] Sorgucu, Ayhan, Hava ve Uzay Hukuku, Gözden Geçirilmiş ve Güncellenmiş 2. Baskı, Ankara 2014, s.28
[3] Özkan, Halid, İnsansız Hava Araçlarının/Drone’ların Türk Sivil Havacılık Hukukuna Göre Statüsü, Unsurları Ve Ceza Hukuku Boyutuyla Güncel Sorunlar, TBB Dergisi (125) 2016, s.264
Hukuka ve hayata dair..