İŞ MAHKEMELERİ KANUNU İLE ARABULUCULUK SİSTEMİ ZORUNLU HALE GELDİ

İŞ MAHKEMELERİ KANUNU İLE ARABULUCULUK SİSTEMİ ZORUNLU HALE GELDİ

21.11.2017

 


7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda mahkemelerin kuruluş, görev ve işleyişlerinde önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Ancak asıl önemli değişiklik bireysel ve toplu iş sözleşmelerine dayanarak açılacak işçi alacağı ve işe iade davaları için mahkeme sürecinden önce arabuluculuk sisteminin zorunlu hale gelmiş olmasıdır.  Kanun’un arabuluculuk sistemine ilişkin hükümleri 01.01.2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek ve bu zamana kadar işçi ve işverenin arabuluculuk sistemi hakkında detaylı bilgi edinmesi önem arz edecektir.

 

Arabuluculuk sistemi yeni bir sistem mi?

Avukatların uzlaştırması her zaman vardı, bu nedenle arabuluculuk sistemi yeni bir sistem değildir; ancak zorunlu arabuluculuk sisteminin bu uzlaştırmadan önemli farklılıkları bulunmakta. Bunlar:

·         Avukatların uzlaştırması, kanuni dava açma sürelerini (hak düşürücü veya zamanaşımı süresi) durdurmuyordu; ancak zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurudan, son tutanağın düzenlenmesine kadar tüm kanuni dava açma süreleri durur.

·         Avukatların uzlaştırması sonucu anlaşma sağlansa bile taraflardan biri anlaşma yokmuş gibi dava açabiliyordu. Zorunlu arabuluculuk sonucunda anlaşma sağlanırsa artık dava açılamıyor ve anlaşma kesin hüküm niteliği taşıyor.

·       Avukatların uzlaştırması sürecindeki bilgiler gizli bilgi niteliği taşımıyor ve ileride dava açılırsa aleyhe delil olarak kullanılabiliyordu. Zorunlu arabuluculuk sürecindeki her türlü konuşma, belge kanunen gizlidir ve mahkemede aleyhe delil olarak kullanılamayacağı gibi mahkeme de talepte bulunamaz.

Arabulucu kimdir, yargı makamı yerine mi geçer?

Arabulucu, hiçbir şekilde yargı yetkisi kullanamaz, delil isteyemez. Arabulucunun amacı uzlaştırmadır. Bir hesaplama makamı da değildir. Her iki tarafla sadece oturup, görüşecektir. Kanunen anlaşma sağlanamazsa, çözüm önerisi getirebilir ancak getirmek zorunda da değildir. Nitekim hiçbir zaman hakem rolüne de sahip olamaz.

 Hangi durumlarda arabuluculuk sistemi zorunlu olacaktır?

 Kıdem, ihbar, kötü niyet, mobbing tazminatı ve sendikal tazminatlar, ücret, ikramiye, fazla mesai, yıllık izin ücreti, prim, tatil ücretleri alacakları gibi işçilik alacakları talepleri ve işe iade davaları için önce arabuluculuk sistemine başvurulması gerekecektir.

Bu zorunluluk hem işçi hem işveren açısından geçerli olacaktır.

Zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurma bir dava şartı olacağından, mahkeme tarafından da re’sen incelenecektir.

Hangi durumlarda arabuluculuk sistemi zorunlu olmayacaktır?

İş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle ortaya çıkan alacaklar, hizmet tespiti, SGK uyuşmazlıkları için arabuluculuk sistemine başvurmak zorunlu olmayacak, bu durumlarda taraflar direk olarak mahkemeye müracaat edebilecektir.

Arabuluculuk sistemine ne zaman başvurulmalıdır?

Kıdem, ihbar tazminatında ve her türlü işçi alacağındaki 10 yıllık zamanaşımı süresi işbu kanunla 5 seneye düşürülmüştür.

İşe iade davalarında ise fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildirimin tebliğinden itibaren en geç 1 ay içerisinde arabuluculuk sistemine başvuru yapılmalıdır.

Arabuluculuk başvurusu nereye yapılmalıdır?

Arabuluculuk başvuruları için işbu kanunla adliyelerde arabuluculuk büroları kurulması öngörülmektedir. Arabuluculuk başvurusu karşı tarafın yerleşim yerinin veya davaya konu iş yerinin bulunduğu arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu’nun görevlendireceği Sulh Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüğü’ne yapılacaktır.

Arabuluculuk kurumuna başvuru yapılırken delil, dosya ve benzeri dokümanlar verilmeyecek sadece karşı tarafın iletişim bilgileri verilecektir.

Arabuluculuk süreci ne kadar sürer?

Arabulucu, kendisine yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırmalıdır. Bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından bir kereye mahsus olmak üzere en fazla bir hafta uzatılabilir. Söz konusu uzatma sadece arabulucu isterse mümkündür.

Arabuluculuk süreci boyunca zamanaşımı süresi durur ve hak düşürücü süre işlemez. Süreç, arabulucuya başvuru anında başlayıp arabulucunun son tutanağı düzenlemesiyle son bulur.

Arabuluculuk sistemine başvuru zorunlu olmasına rağmen doğrudan dava açılması halinde ne olacaktır?

Taraflardan biri arabuluculuk sistemine başvurmadan dava açarsa dava şartı eksikliği yönünden dava reddedilecektir. Kesinleşen ret kararından itibaren iki hafta içinde taraflar arabulucuya başvurabilecektir.

Arabuluculuk ücreti kim tarafından karşılanacaktır?

Taraflar arabulucu nezdinde anlaşırlarsa ve aksini kararlaştırmış olmazlarsa, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre taraflarca eşit olarak ödenir. 

Tarafların arabulucu huzurunda anlaşamaması halinde ise, arabuluculuk görüşmelerinin ilk iki saatlik bölümü Hazine’den, iki saati aşan kısmı ise aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin Birinci Kısmına göre karşılanır.

Arabuluculuk müzakerelerine kimler katılabilir?

Arabuluculuk müzakerelerinde tarafların kendileri hazır bulunabileceği gibi kanuni temsilcileri veya avukatları da katılabilir. Ayrıca işverenler yazılı belgeyle yetkilendirdikleri çalışanları aracılığıyla da kendilerini temsil ettirebilirler. Yetkilendirilen kimselerin avukat olma zorunluluğu yoktur, uygulamada şirketlerin insan kaynaklarında çalışan kişilerin de bu müzakereye katılabilecekleri düşünülmektedir. Yetkilendirmenin özel bir şekli bulunmamaktadır, adi yazılı şekilde tayin mümkündür. Sendikaya da bu konuda yetki verilebilmesinde kanuni bir engel bulunmamaktadır.

Arabuluculuk anlaşmasında her iki tarafın avukatının imzasının bulunması halinde söz konusu anlaşma icra edilebilirlik şerhi bulunması gerekmeksizin ilam vasfı taşır ve icra edilebilir nitelikte olur.

Taraflardan birinin dahi avukatının imzasının bulunmaması halinde taraflardan birinin anlaşmaya icra edilebilir olduğuna dair şerh düşürmesi gerekecektir. İcraya başvurmak isteyen taraf arabulucunun görev yaptığı Sulh Hukuk Mahkemesi’nden arabulucunun kararını şerh ettirebilir. Sulh Hukuk Mahkemesi şerh talebi üzerine içerik denetimi yapamaz sadece söz konusu konunun arabulucunun yetkisi dahilinde mi olduğunu inceler. Şerh yoksa karar sadece ilamsız icraya konu olabilirken, şerh varsa ilamlı icraya konu olacaktır.

Arabuluculuk müzakereleri sonucunda ne olur?

Arabuluculuk tutanakları taraflara tebliğ olmaz, bu nedenle arabuluculuk kurumuna başvurduktan sonra tarafların sıkı bir şekilde süreci takip etmesi gerekir.

Arabuluculuk müzakereleri sonlanınca arabulucu son tutanağı düzenler ve durumu derhal arabuluculuk bürosuna son tutanağın bir örneğiyle birlikte iletir.

Arabuluculuk müzakereleri sonucunda taraflar anlaşmışlarsa, bu anlaşma tutanağa geçirilir ve bu tutanakta yer alan hususlar açısından taraflar bir daha dava açamazlar. Bu anlaşma, temyiz edilemeyen kesin karar niteliği taşır. Pek tabi ki anlaşmanın geçersizliği ve irade fesadı gibi butlan halleri her zaman ileri sürülebilir.

Arabuluculuk müzakereleri sonunda taraflar anlaşmışsa son tutanak kesin hüküm niteliği taşıdığı için pratikte her türlü hakkımı aldım gibi geniş ifadelerin yazılmaması tavsiye edilmektedir. Her hakkın ayrı ayrı yazılması hukuken daha doğru olacaktır.

Arabuluculuk müzakereleri sonunda taraflar, işçinin işe başlatılması konusunda anlaşmaları halinde anlaşmanın İş Mahkemesi Kanunu’nda belirtilen tüm hususları taşıması gerekmektedir. Bunlar işe başlatma tarihi, kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ile işçinin işe başlatılmaması durumunda ödenecek tazminatın parasal sınırıdır. Söz konusu hususlardan biri dahi eksik olsa arabuluculuk anlaşması geçersiz olacaktır.

Arabuluculuk sistemine başvurmak zorunlu da olsa bu aşamada anlaşma zorunluluğu bulunmamaktadır. Arabuluculuk müzakereleri sonucunda taraflar anlaşamazlarsa, taraflar son tutanağın düzenlenmesinden itibaren iki hafta içinde dava açabilirler. Taraflar dilerse özel mahkeme yerine süreci özel hakeme de taşıyabilirler. Taraflar dava devam ederken de arabulucuya başvurabilirler. Mahkeme bunun için süre verir, o süre içinde arabulucu nezdinde anlaşma sağlanamazsa yargılama devam eder.

Arabuluculuk toplantılarına katılmak taraflar açısından zorunlu mudur?

Toplantılara katılmak zorunlu olmasa da toplantıya katılmayan taraf ileride dava sürecinde haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu hale gelmektedir. Kanun dolaylı bir yaptırım öngörmüştür ve bu şekilde tarafların toplantıya katılması teşvik edilmektedir.

Taraflar kendilerinin seçtikleri bir arabulucuyla süreci yürütebilirler mi?

Arabulucunun, başvurulan arabuluculuk bürosuna kayıtlı olması ve tarafların arabulucunun kim olacağı konusunda anlaşmaları halinde süreç tarafların seçtiği arabulucu tarafından yürütülebilir.

Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı halinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulması halinde ne olacaktır?

Bu durumda arabuluculuk nezdinde anlaşma sağlanabilmesi için hem asıl hem alt işverenin arabuluculuk müzakerelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin aynı yönde olması gerekecektir. Kanunun müteselsil sorumluluk öngördüğü her halde sorumlu olan tüm tarafların iradelerinin aynı olması aranır.

Feshin geçersizliği iddiasıyla açılan işe iade davalarında mahkeme kararı yeni düzenlemeye göre temyiz edilebilir mi?

İşe iade davalarına yapılan itirazlar, yeni düzenleme ile Yargıtay yerine Bölge Adliye Mahkemeleri’nde (BAM) karara bağlanacak. Bu uygulama 01.01.2018’den itibaren değil, 25.10.2017 tarihinden itibaren uygulanacaktır. 25.10.2017 tarihine kadar karara bağlanmamış kararlar açısından ilk önce BAM’a başvurmak zorunludur.

İş Mahkemeleri’nde görülen 2017 yılı için 41.530,00-TL’nin altındaki davalar BAM’da karara bağlanacak ve bu kararlar kesin olacak; ancak bu tutarı aşan davalar Yargıtay’da temyiz edilebilecek. 41.530,00-TL’lik tutar, her yıl yeniden değerleme oranında artırılacak. Buradaki ayrım bakımından davanın açıldığı tarihteki ücretin esas alınması gerekir.

Zamanaşımı süresi bakımından hangi tarih esas alınacaktır?

25.10.2017’den itibaren geçerli olacak yeni düzenleme ile uyuşmazlığın iş sözleşmesinden kaynaklanması şartıyla kıdem, ihbar ve kötü niyet tazminatları, eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat, yıllık izin ücreti için zaman aşımı süresi 5 yıl olacaktır.

Belirtmek gerekir ki düzenlemenin yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlayan zaman aşımı süreleri, değişiklikten önceki hükümlere tabi olmaya devam edeceklerdir. Ancak zamanaşımı süresinin kalan kısmının 5 yıldan uzun olması durumunda, 5 yılın geçmesiyle zaman aşımı süresi dolmuş sayılacak, 10 yılın tamamlanması beklenmeyecektir.

 Yeni düzenlemenin görülmekte olan davalara etkisi olacak mıdır?

 Yeni düzenleme ile birlikte dava şartı haline gelen arabuluculuk, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarihte görülmekte olan davalar bakımından uygulama alanı bulmayacaktır.

 İlk derece mahkemeleri tarafından yeni düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararlar, karar tarihindeki kanun yolu hükümlerine tabi olacak ve yeni düzenleme uygulanmayacaktır.  

Etiketler :

KONU ARA

SON YAYINLARIMIZ

Bir taşınmazın maliki olmayan bir üçüncü kişi tarafından kiraya verilmesinde çeşitli i
Devamı

Doğum Öncesi ve Sonrası İzin

Sigortalı çal
Devamı

Elektronik Spor; dünyanın birçok yerinden dahil o
Devamı

Devamı

ETİKETLER

Yayınlarımızdan Bazıları

Hukuka ve hayata dair..