İSTİNAF HAKKINDA GENEL DEĞERLENDİRMELER

İSTİNAF HAKKINDA GENEL DEĞERLENDİRMELER

09.02.2017

İstinaf, ilk derece mahkemesi ile temyiz süreci arasında bulunan ve yeni uygulamaya geçen bir kanun yoludur. Buna göre 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) belirlenen istinaf yoluna başvurulabilecek kararlar için Bölge Adliye Mahkemeleri kurulmuştur. 

Aleyhine İstinaf Yoluna Başvurulabilecek Kararlar (HMK m.341)

1. İlk derece mahkemelerince verilen nihai kararlara karşı genel veya özel mahkeme kararı olmasının bir önemi bulunmaksızın başvurulabilir.

2. Malvarlığına ilişkin davalara karşı da başvuru mümkünken burada 3.000 TL’nin altındaki kararlar verildiği an kesindir, ancak 3.000 TL’nin üstündeki kararlar için istinaf yoluna başvurulabilir. Alacağın bir kısmı dava edildiği zaman istinaf için alacağın tamamının miktarına bakılmalıdır.

3. Manevi tazminat davalarına karşı miktar sınırı bulunmaksızın başvuru mümkündür.

4. Geçici hukuki korumalara ilişkin ara kararlara karşı istinaf mümkünken madde metninde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi veya bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlar şeklinde bir sayıma gidildiği için sadece bu kararlara karşı istinaf yolu açık olup, bunlar dışında kalan diğer geçici hukuki korumalara ilişkin kararlar için istinaf yoluna başvurulamaz. 

5. Hakem kararlarının iptali davasında temyiz sürecinden önce istinaf kanun yoluna gidilecektir.

6. Etkisiz hükümler ve görünüşte hükümlere karşı da istinaf yolu açıktır. Etkisiz hükümler, yargılamayı sona erdirirlerken, görünüşte hükümler yok hükmündedirler, hukuken var olmayan ve sonuç doğurmayan kararlardır. 

İstinaf Dilekçesi

İstinaf yoluna başvuru bir dilekçeyle yapılırken, dilekçede yer alması gerekenler HMK m.342’de detaylıca düzenlenmiştir. Dilekçedeki en önemli hususlar, başvuru sebepleri ve gerekçesi ile talep sonucudur. Talep ile başvurunun amacı ortaya konularak, kararın ne derece hatalı verildiğinin tespiti istenir. 

İstinaf dilekçesi kararı veren mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine verilir. İstinaf dilekçesi, direk olarak istinafın incelenmesinin istenildiği bölge adliye mahkemesine verilemez bu nedenle bu konuda taraflarca yetki sözleşmesi yapılarak yetkili mahkemenin seçimi de mümkün değildir ancak ilk derece mahkemesinin yetkisi belirlenirken bu husus da göz önünde bulundurularak dolaylı bir seçim yapılabilir. 

İstinaf Yoluna Başvuru Hakkı Bulunanlar

1. Davanın Tarafları

2. Külli ve Cüzzi Halefler

3. Mecburi ve İhtiyari Dava Arkadaşları

4. Asli ve Fer’i Müdahiller

5. Çekişmesiz Yargıda İlgililer: “ilgili” şekli anlamda değil, maddi anlamda etkilenenler olarak algılanmalıdır.

6. Davanın Tarafı Olmayan Üçüncü Kişiler: Bu konu tartışmalıdır ancak bazı yargı kararlarında kabul edildiği görülmektedir. 

İstinaf Yoluna Başvuru Süresi

HMK m.345 gereği istinaf yoluna ilamın usulen taraflardan birine tebliğinden itibaren 2 hafta içinde başvurulması gerekir. Ancak bu konuda özel kanunlarda düzenlemeler olup, en önemlileri ilamın tebliğ veya tefhiminden itibaren İş Mahkemesi kararları aleyhine 8 gün, İcra Mahkemesi kararları aleyhine 10 gün içinde başvuru yapılması gerektiğine ilişkin düzenlemelerdir.

İstinaf kanun yolunda süre tutum dilekçesi verilmesi mümkün olmayıp, sürenin geçirilmesi halinde başvurulabilecek başkaca yollar bulunmaktadır.

Sürenin geçirilmesi halinde başvurulabilecek yollar:

    1. Katılma Yoluyla İstinaf: 

MADDE 348- (1) İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, vereceği cevap dilekçesi ile istinaf yoluna başvurabilir. İstinaf yoluna asıl başvuran taraf, buna karşı iki hafta içinde cevap verebilir. 

(2) İstinaf yoluna başvuran, bu talebinden feragat eder veya talebi bölge adliye mahkemesi tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın talebi de reddedilir.

    2. İstinafa Başvuru Bakımından Eski Hale Getirme: 

Talepe İlişkin: MADDE 95- (1) Elde olmayan sebeplerle, kanunda belirtilen veya hâkimin kesin olarak belirlediği süre içinde bir işlemi yapamayan kimse, eski hâle getirme talebinde bulunabilir.

(2) Süresinde yapılamayan işlemle ulaşılmak istenen aynı sonuca, eski hâle getirme dışında, başka bir hukuki yoldan ulaşılabiliyorsa, eski hâle getirme talebinde bulunulamaz.

Süreye İlişkin: MADDE 96- (1) Eski hâle getirme, işlemin süresinde yapılamamasına sebep olan engelin ortadan kalkmasından itibaren iki hafta içinde talep edilmelidir.

(2) İlk derece ve istinaf yargılamalarında, en geç nihai karar verilinceye kadar eski hâle getirme talebinde bulunmak mümkündür. Ancak, nihai karar bir tarafın yokluğunda verilmişse, tahkikat aşamasında kaçırılan süreler için kararın verilmesinden sonra da eski hâle getirme talebinde bulunulabilir.

Talebin Şekli Ve Kapsamına İlişkin: MADDE 97- (1) Eski hâle getirme, dilekçeyle talep edilir. Dilekçede, talebin dayandığı sebepler ile bunların delil veya emareleri gösterilir. Süresinde yapılamayan işlemin de eski hâle getirme talebinde bulunmak için öngörülen süre içinde yapılması zorunludur.

Talep Ve İnceleme Mercii Hakkında: MADDE 98- (1) Yapılamayan işlem için eski hâle getirme, bu işlem hakkında hangi mahkemede inceleme yapılacak idiyse, o mahkemeden talep edilir.

(2) Eski hâle getirme, istinaf yoluna başvuru hakkının düşmesi hâlinde, bölge adliye mahkemesinden; temyiz yoluna başvuru hakkının düşmesi hâlinde ise Yargıtay’dan talep edilir.

Talebin Yargılamaya Ve Hükmün İcrasına Etkisi Hakkında: MADDE 99- (1) Eski hâle getirme talebi, yargılamanın ertelenmesini gerektirmez ve hükmün icrasına engel olmaz. Ancak, talebi inceleyen mahkeme, talebi haklı görürse, teminat gösterilmek şartıyla, yargılamanın ertelenmesine veya hükmün icrasının geri bırakılmasına karar verebilir. Mahkeme, gerektiğinde teminat gösterilmeden de yargılamanın ertelenmesine veya icranın geri bırakılmasına karar verebilir.

İnceleme Ve Karara İlişkin: MADDE 100- (1) İlk derece mahkemeleri veya bölge adliye mahkemelerinde eski hâle getirme talebi, ön sorunlar hakkındaki usule; Yargıtay’da ileri sürülecek eski hâle getirme talebi ise temyiz usulüne göre yapılır ve incelenir.

(2) Mahkeme, eski hâle getirme talebinin kabulü hâlinde, hangi işlemlerin geçersiz hâle geldiğini kararında belirtir. Islahla geçersiz kılınamayan işlemler, eski hâle getirme talebinden de etkilenmez.

İstinaf ve Temyiz Kanun Yolları Arasındaki Esas Fark

Temyizde sadece hukuki denetim yapılırken istinafta sadece hukuki denetim yapılmayıp, ayrıca maddi hukuka ilişkin inceleme de yapılır. Bu nedenle Yargıtay’dan farklı olarak Bölge Adliye Mahkemeleri onama veya bozma kararı vermeyip, hükmün kaldırılması veya değiştirilmesine karar verir böylece ilk derece mahkemesinin yerine geçerek karar vermiş olur.

İstinafın Aşamaları

İstinaf ön inceleme ve inceleme olmak üzere iki temel aşamadan oluşur. Ön incelemede Bölge Adliye Mahkemesi:

incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği,

kararın kesin olduğu, 

başvurunun süresi içinde yapılmadığı, 

başvuru şartlarının yerine getirilmediği, 

başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmediği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli olan red kararını verir. Ancak eksiklik bulunmadığı anlaşılan dosya incelemeye alınır.

İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, bu nedenle yukarıda da belirtildiği gibi istinaf dilekçesindeki talepler büyük önem taşır. Bölge Adliye Mahkemesi sadece kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re’sen gözetir. İstinaf dilekçesinde talep edilebilecek istinaf sebepleri kanunda sayılmamış ve sınırlandırılamış olduğu için ilk derece mahkemesindeki usul hukuku ve maddi hukuka ilişkin tüm eksiklikler istinaf mahkemesinde ileri sürülebilir. 

İstinaf ile temyizin bir farkı da burada ortaya çıkarken temyiz sebebe bağlı olmayıp, istinaf kamu düzeni dışında sebebe sıkı sıkıya bağlı bir kanun yoludur.

Kamu düzeninin usul hukukuna ilişkin emredici düzenlemelerle mi sınırlı olduğu yoksa maddi hukukta kamu yararı için konulan hükümleri de mi kapsadığı konusu doktrinde tartışmalıdır.

İstinaf bu kadar sebebe bağlı bir özellik gösterdiği için deliller ve vakıalar konusunda da sınırlayıcı bir kanun yoludur. Buna göre kural olarak, istinafa ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen yeni vakıa ve deliller getirilemez. Bunun istisnalarını, dava şartlarına ilişkin ve dava dosyasından anlaşılabilen itiraz sebepleri oluşturur ve bunlar re’sen göz önünde tutulabilir. İstinafta ilk derece mahkemesinde gösterilen ama tam anlamıyla incelenmeyen deliller hakim tarafından re’sen incelenirken, mücbir sebeple gösterilmesi mümkün olmayan deliller, tarafların mücbir sebebi ispat etmesi şartıyla incelenir. Mücbir sebep, madde gerekçesinde mücbir sebepte ve tarafın delili geç ileri sürmesinde kusuru bulunmaması hali olarak kabul edildiği için alışılanın aksine sübjektif olarak geniş yorumlanmaktadır.

İstinaf İncelemesi Sonrası Verilebilecek Kararlar

İlk derece mahkemesindeki tahkikatın amacı uyuşmazlığı çözüp karar vermekken, temyizin amacı hukuki denetimde bulunmaktır. İstinafta ise hem hukuki denetim hem de maddi inceleme yapılır. 

İstinaf mahkemesi kararını ilk derece mahkemesine yönelik olarak verecek ve gerekirse kararı kaldırıp yeni bir karar verecek bu nedenle verilen karar reformasyon etkili bir karar iken, temyiz incelemesi sonrası kararın onanması veya bozulması söz konusu olup yeni bir karar verilmediği için kassasyon etkili bir karar bulunur. 

Bölge Adliye Mahkemeleri, istinaf dilekçesindeki taleplerle sınırlı olarak inceleme yaptığı için yeni bir karar verilmesi isteniyorsa, istinaf dilekçesinde açıkça kararın kaldırılması talep edilmelidir. 

 







Etiketler :

KONU ARA

SON YAYINLARIMIZ

Bir taşınmazın maliki olmayan bir üçüncü kişi tarafından kiraya verilmesinde çeşitli i
Devamı

Doğum Öncesi ve Sonrası İzin

Sigortalı çal
Devamı

Elektronik Spor; dünyanın birçok yerinden dahil o
Devamı

Devamı

ETİKETLER

Yayınlarımızdan Bazıları

Hukuka ve hayata dair..